Kasa Açığının İşçiye Ödetilmesi Haklı Fesih Sebebidir.
- İrem Nalbant
- 31 Ağu
- 2 dakikada okunur
Uygulamada, satış görevlisi veya kasiyer konumunda çalışmakta olan işçilerin gün sonu hesabı alınırken kasada oluşmuş hesap açığından sorumlu tutulduğuna sıklıkla rastlanmaktadır. İşveren bu açık tutarını işçinin kendi cebinden ödemesini isteyebilmektedir. Bu amaçla işçiden direkt para alma yoluna gidilebildiği gibi, işçiye önden avans dilekçesi verdirilip daha sonra işçinin maaşından kesinti yapma yoluna da gidilen örnekler mevcuttur.
Yargıtay'ın aşağıda belirtilen kararında da açıkça belirtildiği üzere, kasa açığının yargı kararı olmadan işçiye ödettirilmesi ücret hakkına müdahale olup haklı fesih sebebidir.
Ayrıca ücret hakkına yapılacak müdahaleler iş sözleşmesinde esaslı değişiklik niteliğinde olduğundan 6 günlük kısıtlayıcı süreye tabi değildir. Bunun anlamı, bu muameleye uğrayan işçinin, muameleye rıza gösterdiğine ilişkin yazılı bir metin imzalamadığı sürece, süre kısıtlaması olmaksızın haklı fesih hakkını kullanabileceğidir.
Haklı fesih yapılması esnasında feshin usulü ve fesih metninin içeriği kritik önem taşımakta olup yapılacak hatalar tüm tazminat haklarının yitirilmesine sebebiyet verebileceğinden sürecin avukata danışılarak yönetilmesi önerilir.
İlgili Yargıtay kararı
7. Hukuk Dairesi 2013/5121 E. , 2013/11838 K.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, sözleşmesinin ücretsiz izne çıkarılmak suretiyle işveren tarafından feshedildiğini, yeni dönem başlangıcında işe geri çağrılmışsa da ücretlerin ödenmemesi ve kesinti yapılması nedenleriyle işe başlatmada işverenin samimi olmadığını, bu nedenle başka yerde çalıştığını belirterek kıdem, ücret kesintisi, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davacının yeni dönemde çalışmaya başlamadığından sözleşmesinin sona erdiğini, ücret kesintisine muvafakat ettiğini, diğer alacakların ödendiğini belirterek davanın reddi talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı işveren tarafından davacının ücretinden kasa açığı bulunduğu gerekçesiyle kesinti yapılmıştır. Mahkeme davacının 6 günlük yasal sürede karşı çıkmadığı ve işyeri uygulaması haline geldiği gerekçesiyle alacak talebini reddetmiştir.
4857 sayılı İş Kanunun 62.maddesi uyarınca işçinin ücretinden işverence kesinti yapılamaz. Ortada bir mahkeme kararı bulunmaksızın davalı işveren tarafından davacının ücretinden kesinti yapılması yukarıda belirtilen yasa hükmüne aykırıdır.
Mahkeme davacının 6 gün içerisinde karşı çıkmadığını belirterek muvafakat ettiğini kabul etmiş ise de, çalışma koşullarındaki değişikliğe ilişkin işçiye tanınan 6 günlük sürede ancak yazılı muvafakat etmesi halinde değişikliğin geçerli hale geleceği kabul edilir. İşçiden alınmış yazılı bir muvafakat dosyada yoktur.
Mahkemece davalı işveren tarafından uğradığını belirttiği zararın tahsili için davacının ücretinden yapılan kesintinin davacıya iadesine karar verilmelidir.
3. Davacının ücretlerinden kesinti yapıldığı ve fazla çalışma alacaklarının ödenmediği sabit olduğundan sezon başlangıcında işe başlamaması davacının haklı feshi niteliğinde olup, kıdem tazminatının talep dikkate alınarak hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yorumlar